BİRLİKTE DAVA AÇILMASI, VEKALET ÜCRETİ, VASİYETNAMENİN İPTALİ DAVASI
ÖZETİ: Davacılar vekili, dava konusu taşınmazın miras bırakan İ. K. tarafından davalı eşine vasiyet edildiğini, vasiyetnamenin şekil şartlarını taşımadığını, baskı ve tehditle düzenlettirildiğini, taşınmazın mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak temlik edildiğini ileri sürerek, vasiyetnamenin iptalini istemiştir.
Somut olayda da, aynı dava sebebine dayalı olarak, birden fazla davacının vekili olarak birlikte dava açıldığı ve davada aynı sebeple ret kararı verildiğinden, davalı yan lehine tek vekalet ücretine hükmedilmelidir.
Dava: Taraflar arasındaki “vasiyetnamenin iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Erzincan Asliye 2.Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 20.02.2012 gün ve 2011/191 E-2012/119 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekilince istenilmesi üzerine, Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin 03.07.2012 gün ve 2012/11008 E-2012/16753 K. Sayılı ilamı ile;
(...Davacılar vekili dilekçesinde, dava konusu vasiyetnamenin şekil şartlarına aykırı olduğu gerekçesi ile vasiyetnamenin iptaline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Mahkemece, davanın reddine ve her bir davacı aleyhine ayrı ayrı vekalet ücretine karar verilmiş, karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, davada davacılar birden çok olup, davayı birlikte açmış olmakla birlikte, dava konusu uyuşmazlık tüm davacılar için ortak olup, her bir davacı için hukuki sebebin aynı olmasına; ayrıca farklı bir hukuki sebebe dayalı talep ve davanın olmamasına dayanılarak, davacılar aleyhine tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, mahkemece her bir davacı aleyhine ayrı ayrı vekalet ücretine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davacılar vekili
Hukuk Genel Kurulu Kararı
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, dava konusu taşınmazın miras bırakan İ. K. tarafından davalı eşine vasiyet edildiğini, vasiyetnamenin şekil şartlarını taşımadığını, baskı ve tehditle düzenlettirildiğini, taşınmazın mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak temlik edildiğini ileri sürerek, vasiyetnamenin iptalini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekilinin temyizi üzerine hüküm, Özel Daire'ce yukarıya metni aynen alınan gerekçe ile bozulmuş; Yerel Mahkeme önceki kararda direnmiştir.
Direnme kararını temyize davacılar vekili getirmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; davacılar miras bırakanın mirasçıları olarak, aynı vekile vekaletname vermek suretiyle, vasiyetnamenin iptaline ilişkin eldeki davayı açmış olup; mahkemece, dava aynı sebeple reddedilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; birlikte dava açan ve tek vekille temsil edilen davacıların, davasının reddine karar verilmesi halinde, davalı lehine tek bir vekalet ücretine hükmedilip hükmedilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
27.06.1956 Tarih, 1954/2 Esas, 1956/14 Karar Sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararı’nda; birden fazla gerçek ve tüzelkişi aleyhine açılan bir davanın reddi halinde, davalılar için tayin ve takdir olunacak vekalet ücretinin ne olacağı hususu irdelenerek; sonuçta davacıya karşı dayanışmalı sorumlu bulunan birden çok gerçek ve tüzelkişilere karşı açılan bir davanın, davalılar için ortak nedenden ötürü reddi durumunda, davalılar vekillerinin müşterek mesailerinin aynı neticeyi verdiği göz önünde tutularak, dava konusunun kıymet veya tutarı üzerinden bir vekalet ücretinin belirlenmesi gerektiğine karar verilmiştir.
Öte yandan 2011-2012 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde uyuşmazlık konusu hakkında bir düzenleme bulunmamakla birlikte, tarifenin 3/1.maddesinde; avukatlık ücretinin belirlenmesinde, avukatın emeği, çabası, işin önemi niteliği ve davanın süresi göz önünde tutulacağı; aynı maddenin 2.fıkrasında ise, müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek; ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise, her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunacağı belirtilmiştir. Anılan maddenin amacına ve içtihatı birleştirme kararına hakim olan ilke birlikte gözetildiğinde, birden fazla davacının birlikte dava açması ve tek vekille temsil edilmeleri halinde, davanın reddi sebebi ortak ise, davacılar aleyhine de tek vekalet ücretine hükmedilmelidir.
Somut olayda da, aynı dava sebebine dayalı olarak, birden fazla davacının vekili olarak birlikte dava açıldığı ve davada aynı sebeple ret kararı verildiğinden, davalı yan lehine tek vekalet ücretine hükmedilmelidir.
Açıklanan nedenlerle Özel Daire bozma ilamında belirtilen gerekçelerle, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen bozma ilamına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince bozulmasına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı kanunun 440.maddesi uyarınca hükmün tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.07.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.
 
JoomlaWatch Stats 1.2.8b by Matej Koval